TÜRK HAVACILIĞININ 1001. YILI

2011 girdigimiz bugunlerde, geriye donup baktigimizda, yaptiklarimiz ve yapacaklarimiz arasindaki baglantiyi kurgulayabilmemiz gerekli. Bu ozgecmis ve ozgelecek kurgularini belki yilda bir defadan fazla yapmakta fayda var lakin bir defa dahi yapmayan milyonlarin oldugunu dusundugumuzde, bunun bile gelecegimizi sekillendirmede faydali olacagi kesin.

Cocukluk yillarimda evdeki dolaplarin uzerinden atlarken kendimce kesfettigim “semsiye parasutun” yillar sonra cok gelismislerini ve de benden once icat edildigini ogrenince biras uzulmusdum. Daha sonra muhendislik egitimi alip, yamac parasutu sporu ile ilgilenmeye baslayinca havacilik tarihini ve tarihimizi irdelemeye basladim. 

Bu surecte karsima en cok cikan durum ise havacilikta yasanan basarilardan cok, basarisizliklarin degerlendirilip, yeni girisimlerinin onunun basta kisilerin kendi cevreleri tarafafindan demoralize edilerek kesildigi olmustur. “ucmak“ fiilinin hayatimizin her anina islemis oldugunu fark edince, havacilik ile neden bukadar cok ilgilendigimize de cevap buluyoruz. Bu topraklarda hemen hemen her donem, toplumumuzdan bircok kisi ucmak hayalini gerceklestirmek icin cesitli cabalar sarfetmis, bilerek veya bilmeyerek havacilik endustriside de hizmet etmistir.

Millattan sonra 852 de Endulus`lu bilim adami Abbas Kasım İbn Firnas ile baslayan dunya daki havacilik calismalari, aslinda havacilik tarihinin “tarihimiz” ile basladiginin bir gostergesidir.

ilk ucus denemesini 1010 yilinda yapan bilim adamlarindan biri olarak İsmail Caferi dünyaya Türk İslam alimlerinin misyon ve vizyonunu en iyi sekilde ispat etmistir. Aradan gecen 1001 yıl da bizler ecdadimiza layık olmaya calistik. Zaman zaman, dönem dönem engellemeler ile karsilastik. Bin bir zorlukla yaptigimiz ucaklarimizi ucuramadik. Dünyanin gipta ettigi basarilarimiz gölgelendi, ama biz yilmadik.

Hezarfenler, Hasanlar, Vecihiler, Nuriler uctular ama ulkemizin kaderini bir turlu ucuramadik.

2011 yilinda geldigimiz nokta; Türk Havacilik Sektörü bölgede öncü, dünyada sayili endüstriler arasinda yerini almistir. Tasarimdan, üretime, sistemden platforma, yolcu uçagindan, insansiz hava aracina, bir cok önemli projeye imza atan mühendislerimiz, bugün 1001inci yilinda Türk Havaciligini Uzaya cikarmanin cabasi ve gayreti icerisinde uluslararasi sektör temsilcilerini karsilamaktadir.

Bugün ne kadar bilgili oldugumuz ve bu bilgiyi hangi ölcüde kullanabildigimiz ile degerlendiriliyoruz. Mevcut degerlerimizi, kurdugumuz strateji ile analitik veriler ve bulgular üzerinde, uzun soluklu bir sürec olarak görmeliyiz. Bu stratejinin basarisi, standartlarini kurabilecegimiz bir sektor, Havacilik sektöru ile olacaktir.

Her gecen gun dunya ortalamasinin cok uzerinde bir hizla gelisen Turk Havacilik sektoru uretim ve servis hizmetlerinde paralel gelismeler saglayarak kaybettigimiz yillari geri kazanmak istercesine yogun bir caba sarfediyor. Hukumetin bu alandaki destegi, ozel sektorun onu actigi gibi, istahini da kabartiyor. Dunya havacilik endustrisinde gerek sivil gerek askeri alanlarda bircok uluslararasi organizasyon, ana uretici Turkiye`yi yakin markaja aldi.

Thy ve TAI`nin basta diger ozel havayolu ve uretim sirketlerinin arkadan yarisi uluslararasi arenada Turkiyemiz icin cok olumlu gelismeler olarak yansimaktadir. Bu yasanan gelismelerin sadece baslangic oldugunu vurgulamakta fayda var. Istatiksel hesaplarin daha sonra degerlendirecegim calismamda, Turkiye`nin bugun yaptigi ucak satin alimina karsilik havacilik uretimi, istenilen oranda degil. Diger taraftan artan dinamik nufusumuz, gelisen ekonomimiz ve buyuyen uluslararasi siyasi gucumuz ile Turkiye bugun sahip oldugu ucak sayisinin, suan itibari ile iki katindan daha fazlasina ihtiyac duymaktadir.

Lakin bin yildan cok bir tarihe sahip havacilik gecmisimizin yuku agir, sorumlugu buyuk.

Ulkemiz havacilk sektorunun dunyada hak ettigi yeri almasi, ismini sayamayacagimiz kadar cok havacilik ile ilgi deneme ve calisma yapmis ceddimizin mirasini yerine getirmek ve “Turkiye`nin Gucunu Gokyuzune Cikarmak“ icin, geriye donup bakiyoruz, bu topraklarin bize kattigi deger, yukledigi misyon ve isledigi vizyon ile 2011 yilinda bircok yeni havacilik sirketinin, bircok yeni projenin hayata gececegini simdiden mujdelemek istiyorum.  

Ben bu satirlari kaleme alirken, gelen guzel haber, yukarida yazdiklarimin adeta destekleyicisi, vurgulayicisi oldu:

“TAI`nin basarili calismasinin neticesinde milli insansiz hava aracimiz ANKA 2010`un son gunu ilk ucusunu gerceklestirdi.
Rakiplerine gore bircok ustun ozelligi bulunan ANKA Temmuz 2010`da hangardan ilk defa cikarak tanitilmisti.

Kisa bir sure havada basari ile suzulen ANKA gelisim ve calismalarin devaminda esas gorevi olan 24 saat ve 30 bin feet yukseklikte ucacak.

Cok cesitli gorevler ustlenecek ANKA, gece ve gunduz kesif, gozetleme ve tespit yetenekleri ile en gelismis elektronik sistemleri tasimakta.“

Bu guzel gelisme ile yeni yilin herkese mutluluk, saglik ve bol ucuslar getirmesini diliyorum.

Ufkumuz acik olsun…

Hakkında:

Yazıları listele: