KANADLI ÜNİVERSİTE

Tarih: Ocak 1938

Mekan: İstanbul Üniversitesi

İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesinde görevli bir doçent ile öğrencisi arasında geçen diyalog:

Öğrenci:Bugün bana müsade eder misiniz; dersinizde bulunamayacağım.

Öğretim Görevlisi: Bir işiniz mi vardı?

Öğrenci:Evet, Türkkuşuna gidecektim.

“iş“ kelimesine dikkat ediniz: bu memleketin çocukları havacılığı ne bir spor, ne bir fantazi telakki etmektedirler: bir iş… işin mahiyetini de siz tayin ediniz: günün işi, memleket işi, istiklal isi…. Türk Üniversitesi kanatlanmaya hazırlanıyor…

diye bizlere aktarıyordu, bu diyaloğu Cemal Kutay 1938`de.

O yıllarda Türk Hava Kurumunun havacılığı yayma çabalarının etkilerini gösteren bu diyalog ile havacılığımız malesef gelişimini tamamlayamadan, gerilemeye başlamıştı kısa bir süre sonra. Her işin eğitimle başlayacağını bilen Mustafa Kemal Atatürk, havacılıkta da eğitimin temellerini atmıştı Türk Hava Kurumu ile Turkkus ile. Nuri Demirağın “Gök Okulu“, ardından, kim bilir kurmayı düşündüğü üniversite ile belkide ilk havacılık üniversitemizi olacaktı. Ama olmadı, olamadı. Havacılık alanındaki bir çok projemizin engellendiği gibi. Üniversitelerimizde kanadlanamadı.

 

Her geçen gün literatürde yerini daha çok sağlamlaştıran “sürdürebilirlik“ kavramını dünya havacılığı 1910`lardan beri sürdürebilmiş. Amatör, bilimsel, endüstriyel, gelişmeler bir birini takip etmiş. İlk balon, devamında ilk uçak, ilk havayolu şeklinde bir birini takip eden gelişmeler, bir çok ülkede kurulmaya başlanan “havacilik” üniversiteleri ile ünivesite sanayi işbirliği oluşumunu da beraberinde geliştirmiş. Halbuki dünyada eşi ve benzeri olmayan Türk Hava Kurumu gibi, kar amacı gütmedeyen, Türkiye`nin dört bir etrafına yayılmış, yüzlerce şubesi, binlerce çalışanı ile kurulduğu günden bugüne tüm Türkiye`nin destekleri ile havacılığı buluşturmuş bir kurumumuzun çalışmaları dahi engellenerek, biz havacılığı “sürdürememişiz“.

Havacılık sektöründeki ihtiyaç duyulan, personelin yetiştirilmesi, mevcut personelin geliştirilmesi için dünyada ilk havacılık üniversitesi 1927 yılında kurulmuş. Embry Riddle Havacılık üniversitesini bir çok ülkede kurulan diger havacılık üniversiteleri takip etmiş. Vaughn Havacılık ve Teknoloji Üniversitesi-(1932) Moskova Havacılık Üniversitesi – (1930), Kore Havacılık Üniversitesi-(1952) bunlardan bazıları. Bu süreçte ülkemizde kurulamayan havacılık üniversitesine karşın, Uzay ve Havacılık Fakültelerimiz kurularak, kısıtlı bir şekilde havacılık ve sanayimiz geliştirilmeye çalışılmış. Eğitim sistemimizde yer almayan havacılık, malesef bu sektörün gelişimini de olumsuz yönde etkileyerek, engellemiş. Hatta düne kadar engellemeye de devam ediyordu.

 “Havacılık” kelimesi çok genel bir kavram olmasına karşın ülkemizde eksik eğitim neticesinde çok dar anlamlar içerir hale gelmiş. Ülkemizde “Havacılık” denince akla ilk olarak, milli havayolumuz daha sonra “pilot“ ve de son olarak “hostes“ kelimeleri gelmekte. Halbuki bir çok dalda etkinliği bulunan havacılık kavramının alt yapısında da onlarca bilim, branş ve ana dal yer almaktadır. “Uçak yapmak, araba yapmaktan kolay” diye ortaya attığım iddamin en güçlü dayanağı olan “aerodinamik” havacılığın çıkış noktasıdır. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmaları incelediğimizde karşımıza ilk olarak Fizik bilimi çıkmakta. Mevcut fizik kurallarını ürüne dönüştürme noktasında ise makine, malzeme, kimya, bilimleri, mühendislikleri karşımıza çıkmaktadır.

Gelişen üretim teknolojileri ile birlikte, tasarım, imalat, endüstri başta olmak üzere bir çok alanda çalışmalar havacılığa entegre olmuştur. Bilgisayar, elektronik mühendislikleri ise teknolojide yer aldıkları ilk andan itibaren havacılığın içinde yer almıştır. Matematik ise hiç kuşkusuz bütün bilimlerin merkezinde olarak, büyüyen arz-talep döngüleri, pazarlama, işletme, iktisat bilimlerinide 1920`li yılların başından itibaren havacılığı şekillendirmiştir.

Ülkemize geri dönecek olursak, yukarıda bahsettiğim bilimsel alanlarda eğitim alan kişilerin çoğu, eğitim aldıkları üniversitelerde, bölümlerinde, belki bir kaç dersde, belki de bir kaç cümlede “Havacılık” ile ilgili çalıştıklarını duyarlar. Zaten var olamayan sektörde, eğitim vede üniversitelerimizin eksiklikleri ile bugünlere geldik.

Bugün söz konusu eksiksikleri gidermek, Havacılığımızı uçuşa geçirmek için kurulan bir üniversitenin, Türk Hava Kurumu Üniversitesinin bu yıl içerisinde kurulup, eğitim vermeye başlaması sevinci ile kaybettiğimiz yılları çok kısa sürde geri kazanabilecegimiz ümidi yeşermeye başlamıştır artık.

Ve yine bugünlerde temeli atılan A Havacılık Öğrenci Komitesi ile ülkemizde havacılık, her alanı ile, sportif havacılıktan, uzay çalışmalarına kadar, olması gerektiği perspektifinde, ülkemizdeki tüm üniversitelerin, hemen hemen her bölümünden öğrencilerin katılımı ile Mardin`den, Edirne`ye tüm yurdu kapsayacak bir üniversite havacılık birliğinin kuruluş müjdesini sizler ile paylaşmaktan gurur duyarım.

A Havacılık Öğrenci Komitesi işleyişinde tüm üniversitelerimizin öğrencileri yer alacağı gibi, yönetim ve destek kademelerinde herkesin katılımına kapımız açık olacaktır. Özellikle sektörde yer alan uzman kişiler ve değerli sanayicilerimizin katılımı havacılığımızın hızını ve irtifasini hiç kuşkusuz artıracaktır.

Başta Ulaştırma Bakanlığımızın “Bölgesel Yolcu Uçağı” projesi ve Milli Savunma Bakanlığımızın “Yerli Muharebe Uçağı” projesi için çok değerli alt yapı imkânları sağlayacak THK Üniversitesi ve A Havacılık Öğrenci Komitesine başarılar dilerim.

Biliyorumki; Türk genci göklerde hak ettiği yeri, en kısa zamanda alacaktır.

Hakkında:

Yazıları listele: